Gülden Avşaroğlu Basında Röportajı

Erkeklerle başımız hep dertte

Ey Aşk Nerdesin? dizisinde saplantılı bir âşığı canlandıran Gülden Avşaroğlu, erkeklerin evlenmek istememe nedenini şöyle açıklıyor: "Dışarıda onlar için eğlencelik ve çok güzel bir sürü kız var"

Tam da dizideki gibi bıcır bıcır, hareketli, kendi tabiriyle hiperaktif biri Gülden Avşaroğlu. Ey Aşk Nerdesin? dizisinin çatlak kızı Hande o. Fotoğraf çekimi için İstiklal Caddesi'nde yürüyoruz, yaşlı bir teyze yolunu çevirip "Çok tatlısın, bayılıyorum sana ama öpmeyeyim ki makyajın bozulmasın," diyor. Sonradan öğreniyoruz ki bu en basit tezahüratmış. Kolunu, yanaklarını sıkıştıranlar, 'O kadar güzel yemek yiyorsun ki!' diyerek yan masadan tatlı gönderenler varmış. Gülden Avşaroğlu'nun kendi 'Üçlü kız grubu', dizideki üç kızın bire bir kopyası. "Senaryoyu okurken bazen 'Biri konuşurken bizi mi duydu acaba?' diye bir duyguya kapılıyorum," diyor. 10 parmağında 10 marifet olanlardan Avşaroğlu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde tiyatro okumuş, aynı zamanda cast direktörü, okullarda, özel firmalarda drama öğretmenliği, menajerlik yapıyor, tiyatroda oynuyor vs. Aşk ve evlilik konularında da ilginç saptamaları var. Gelin kendisini daha yakından tanıyalım.

- Dizide çok gerçekçi diyaloglar var. Klasik olacak ama sizin hayatınızdan yansımalar var mı hiç?
- Biz de çok yakın üç kız arkadaşız, ortaokuldan beri... Ben senaryoyu ilk okuduğumda, 'Allah Allah biri bizi gizlice dinleyip kayıt mı etti?' diye düşündüm. Bizim hayatımızdaki erkeklerin isimleri bile aynı. 'Noluyo ya?' demiştim. Kuzenlerim 'Sen de var mısın senaryo ekibinde?' diye soruyorlar. Ama herhalde kızlar grubu olan herkeste aynı durum vardır. Erkeklerle hep başımız dertte tabii, yapacak bir şey yok.

-O grubun Handesi kim?
- O grubun da Handesi benim. Hiperaktifim ben. Yine de Hande kadar deli değilim ama. Hande benim üç kat kontrolsüzüm. Ben çok kontrollüyümdür. Asla içki sigara filan içmem. Toplasanız, iki litre içmişimdir hayatımda. Ben ameliyatlarımı bile narkozsuz oluyorum. Burnum estetik mesela, narkozsuz oldum. 10 tane iğneyle, elimde ayna. Bilincim gidecek ya, mümkün değil. Cast yaparken filan da öyleyim. Mesela bana 'Asistan al,' diyorlar, ben ona bir şey bırakamam ki.

10 YILDIR HANDE'Yİ BEKLİYORUM
- Kendi kızlar grubunuzla, dizideki gibi maceralarınız var mı?
- Olmaz mı! Benim olduğum her yerde action var. Mesela yaz başında bizim kızlardan biriyle ektik erkekleri. 'Nereye gidelim?' diye düşünürken, 'Haydi Hayal Kahvesi'ne gidelim,' dedik. Ben bir kere evlenip ayrıldım. Ve eski eşim bana orada evlenme teklif etmişti. Arkadaşım da en son eski nişanlısıyla oraya gitmiş. 'Ya kendimizi kötü hissedersek,' diye düşündük ama 'En kötüsü oturur ağlarız,' deyip gittik. Girdik otoparka, hiç ses gelmiyor. 'Kapalı mı?' diye sorduk, 'Yoo içeride parti var?' dediler. 'Özel bir parti mi?' diye sorduk. 'Nasıl yani bu partiden haberiniz yok mu? 30'lar partisi,' dediler. Ben de 30'lara ait kıyafetler, müzikler filan hayal ediyorum. Meğer 30 yaşında evde kalmışların partisiymiş. Ben tabii şok, 'Bu kadar mekân arasından burayı seçip kendi ayağımızla bu partiye mi geldik?' diyorum. İçeride kızlar çoğunlukta, erkekler azınlıkta, özel cast yapılmış gibi, şişman, zayıf, cüce, kambur ne ararsanız var. İki tane Eros kıyafetli çocuk çıktı. Elma şeklinde kâğıtlar dağıtıyorlar, üzerinde numaralar olan. Beğendiklerine elma gönderiyorsun. Yarım saat sonra benim beş, Seda'nın dört elması vardı ve diğer kızlar bizden nefret ediyorlardı. Apar topar çıktık zaten. Yani ben 10 yıldır Hande'yi bekliyorum aslında, bana çok uygun bir rol.

- Erkeklerle durum nasıl peki, o açıdan benziyor musunuz?
- Hande çok takıntılı. Ben şıpsevdiyim, altı ayda bir âşık olurum, vurulurum, ayağım kayar yani. Ama bir cümleden, bir bakıştan ya da çatalı tutuşundan vazgeçebiliyorum. Çok problemliyim yani, arızayım. Bir de ben bir sürü güzel özellik isterim. Bahadır gibi salak birine âşık olmam yani. Herhalde biraz egodan da kaynaklanıyor o. Çünkü ben çok şey yapıyorum, cast yapıyorum, oyunculuk yapıyorum, menajerlik yapıyorum, tiyatroda oynuyorum, aileme ben bakıyorum, kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum, salak da değilim, algılarım çok açık. Allah'ın sevgili kuluyum herhalde, biri beni kandırmaya çalışırsa bir şekilde karşıma çıkarır. O yüzden çok zor benimle baş etmeleri. Bir de çenem durmuyor... - Hiç aldatıldınız mı? - Tabii canım, evliliğimde aldatıldım her şeyden önce. Sabırlıyım da ama, ilk ikisinde dayandım, üçüncüde ayrıldım.

ÇAMAŞIR ASACAKSAM NİYE EVLENDİM?
- Peki nasıl erkeklerden hoşlanıyorsunuz?
- Ben çok güçlüysem benden daha güçlü olmalı. Benim gücüme sahip çıkmalı ve bununla gurur duymalı. Çünkü erkeklerin yüzde 80'inde şu var: Açık arıyorlar. Yönetebilecekleri kadın arıyorlar. Çünkü sayı olarak erkekler az, kadınlar çok artık. Ben de mıymıy yapamam yani. Artık erkekler naz yapıyor, her şeye onlar karar veriyor.

- Ve çoğu erkek artık evlenmek istemiyor!
- Evet. Üstelik onların hayatının kurtulduğu noktadır evlilik. Benim eski eşim yalnız yaşıyordu ve çok hamarattı. Biz balayından geldik, çamaşır yıkadım, 'Haydi birlikte asalım,' dedim. 'Gülden ben çamaşır asacaksam niye evlendim?' dedi bana.

- Sizce neden evlenmek istemiyorlar peki?
- Ben boşandıktan sonra dışarı çıkmaya başladım. İlk çıktığım akşam Crystal'a gittim ve 'Ben olsam ben de benimle evli kalmazdım,' dedim. Çünkü ben düzen severim, sohbet severim, içki içmem, çocuğum olsun istiyorum, huzur seviyorum. Ama dışarıda erkekler için müthiş eğlencelik, sadece bir kadeh içkiye sabaha kadar istediklerini yapabilecekleri 18-19 yaşında çok güzel bir sürü kız var. Ve hiçbir şekilde zekâ oyununa gerek yok, bir telefonla erkeklerin istedikleri yerde iki dirhem bir çekirdek bitiyorlar. O yüzden bizim, bunlara kesinlikle doymuş birilerini bulmamız gerekiyor. Ben kızlardan çok korkuyorum. Kızlar ihtirasın peşinden o kadar çok koşuyorlar ki, en yakın arkadaşlarımdan bile korkuyorum yani. Çok tehlikeli olabiliyor kız milleti, ben de olabiliyorum. Benim kendimi tanıyamadığım anlar oluyor, özellikle iş hususunda.

MELİS D. ÇALAPKULU 12.09.2009

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Ekler/Cumartesi/Guncel/2009/09/12/basrol_olamayacagimi_biliyorum